Çok hızlı bir başlangıç oldu ama seri umut verici duruyor hayırlı olsun bakalım
Ellerinize sağlık seri için teşekkürler
Novel Günleri - Bilgilendirme!
Bölümün tamamını okumak için üye olmalısınız! Üye olmak için tıklayınız.
1. Bölüm Giriş
Şehirde alevler püskürüyor, yıkılan binaların tozları havaya yükseliyordu. İnsanların çığlıkları ve haykırışları gökyüzünde yankılanıyordu.
Herkes korkunç bir çaresizlik içindeydi.
Kıyamet.
Burası Londra’nın şehir merkeziydi ve Sungyoon, gördüklerini ancak bu kelimeyle açıklayabilirdi.
İkinci Dünya Savaşı’nda bombalandığında Londra böyle mi görünüyordu?
Şehir moloz yığınları içindeydi ve tek bir umut ışığı bile yoktu.
Sungyoon büyük kılıcını daha sıkı tuttu. Şehri yok eden varlık önündeydi.
Bu varlığı ilk gördüğünde onu tanımlamak için bulabildiği tek kelime “devasa”ydı.
Filler, karada yaşayan en büyük memelilerdi fakat bu canavarın yanında bir fil bile çocuk gibi kalırdı. Tüyleri diken diken eden bir görüntüydü. Boynu yoktu ve başı, omuzlarının üstünden çıkan bir tümör gibiydi. Kafasında gözleri, burnu ve ağzı vardı. Parmak yerine uzun, keskin pençelere sahipti. Sekiz iri bacağıyla kendini yere sabitlerken pençelerini tehditkar bir tavırla savurdu.
Normal bir yaratık olmadığı aşikardı. Bu bir canavardı ve gözleri, sakince Sungyoon’a kitlenmişti.
Koo-roo-roo-roohk!
Sungyoon’u düşman olarak gördüğü açıktı. Şu ana dek ayrım gözetmeden saldırmıştı. Şu anda ise kısık bir homurtu çıkarmış, Sungyoon’a karşı tetikte duruyordu.
Sungyoon’un zırhının altında bilezik şeklinde bir Cihaz vardı. Cihaz’a bağlı iki büyülü enerji ipini kesti. Bileziğin üzerindeki iki Mücevher’in ışığı kayboldu.
Hoohk!
Aynı anda, elindeki kılıç ve kalkan kayboldu. Sungyoon büyü enerjisini hemen bir Mücevher’e aktardı.
Sssk!
Hemen önünde başka bir silah belirdi.
Bu, parlak bir ışık yayan baltalı kargıydı.
Sungyoon, kararlılığını gösterircesine baltalı kargının sapını yere sertçe vurdu.
Diğer Mücevherlerinin durumunu kontrol etti. Mücevherler Sungyoon’un büyü enerjisini özümsüyorlardı ve güçleri Sungyoon’a aktarılıyordu. Gücü taşıyordu ve duyuları keskinleşmişti. Şiddetli büyüsünü kullanmaya hazırdı.
Hazırlıklar tamamlanmıştı. Sungyoon, baltalı kargısını iki eliyle tutarak onu canavara doğrulttu.
Canavarın bu şehri mahvetmesine daha fazla izin vermeyecekti.
Bir sürü insan canını feda etmişti ancak burası, arkadaşının memleketiydi.
Arkadaşının ailesi burada yaşıyordu.
Her şeyden öte…
‘Kızımın beni yüreklendirdiğini duydum!’
Her şeyden öte onun sesi, kararlılığını kamçılamıştı. Vücudu savaşa hazırdı. Mücadele duruşuna geçti.
Boom!
Büyük bir adım attı.
Kırmızı pelerini etrafında dalgalanırken tüm vücudunu kaplayan gümüş kalkan çatırdadı.
Sungyoon hızını koruyarak canavara koştu.
Gümüş Şövalye ve Londra’da beliren iğrenç canavar şiddetle çatışmaya başladılar.