Novel Günleri - Bilgilendirme!

Bölümün tamamını okumak için üye olmalısınız! Üye olmak için tıklayınız.

12. Bölüm Uyanmış Kaydı

Çevirmen: MidnightSun / Editor: Zakowske

Woojin otobüsten indi ve harita uygulamasını açmak için telefonunu çıkardı. Yüklenirken ekrandaki yuvarlak çubuğun çok uzun bir süre dönüp durduğunu fark etti. Bunu görünce bir kez daha nasıl o lanet telefoncunun canına okuyacağını düşündü.

30 saniye geçtikten sonra sonunda açıldı harita. Gideceği yerin yolunu görmek için navigasyona girdi Woojin. İstikameti yazdıktan sonra ise uygulamanın yolu göstermesi tam bir dakika sürdü.

[Uyanmış İşlemleri Bürosu]

Woojin kendini Uyanmış olarak kaydettirmek için İşlem Bürosuna gelmişti. Resepsiyonda biyolojik bilgilerini ve yeteneğini yazdı. Ardından bir giriş sırası aldı ve çok beklemeden sınav odasına geçti.

Odanın her tarafında kameralar ve beklenmedik bir şey olur diye bürodan gelen iki Uyanmış vardı. Ayrıca sonuçları kayıt altına almak için bir kamu görevlisi de gelmişti.

İşlem bürosuna geri dönmüş olan Oh-joonhwan, Kang-woojin'in dosyasına baktı.

“Çağırma yeteneğiniz mi var? Gösterebilir misiniz?”

Yönelttiği ciddi soruları cevapladı Woojin.

“Burada mı?”

Woojin orada boş boş duruyordu bu yüzden Joonhwan bakışlarını monitöre çevirdi.

‘Hmm? Yüzü tanıdık geldi nedense.’

Karşılaşmalarının üzerinden sadece dört gün geçmişti ama Woojin’in kıyafetleri çok değişmişti. Bu yüzden Oh-joonhwan onu tanıyamadı.

“Bir taşıyıcı lazım.”

“Demek ki toplu çağırma yeteneğiniz var ha. Nasıl bir taşıyıcı lazım?”

“Bir ceset.”

“Ne?”

Doğal olarak, Joonhwan ve bürodan gelen iki Uyanmış çok şaşırmıştı. Woojin sırıttı ve ekledi.

“İnsan cesedinden bahsetmiyorum. Canavar ya da ölü bir hayvan bile olabilir. Kemikleri olsun yeter. Ama insan cesedi de iş görür tabi ki.”

“A..anladım.”

Şaşırmış olsa da Destek Bölümünü aradı Joonhwan. Bir süre sonra da Destek Bölümü deney sırasında ölmüş bir tavşan cesedi getirdi.

Woojin elini sınav odasının ortasına konan cesede doğru uzattı.

“Uyan.”

Baaam!

Tavşanın cesedi patladı ve bir İskelet Asker çıktı ortaya.

“Kee-kee-keek.”

İskelet Askerin çıkardığı tuhaf sesi duyunca Joonhwan yutkundu. Birbirinden tuhaf Uyanmış yeteneklerine şahit olmuştu ama bu ayrı bir değişikti.

Ancak Joonhwan sadece 9. dereceydi ve bu yüzden böyle bir şeyi ilk kez görüyordu. Yoksa böyle yetenekleri olan birçok Uyanmış vardı.

“Si...siz bir nekromansırsınız.”

Uyanmışlar, yeteneklerine göre Büyücü, Savaşcı ya da Rahip gibi sınıflara ayrılırlardı. Tabi bunların arasında Namevt’leri kontrol eden Nekromansırlar da vardı. Hatta bu Nekromansırların bazıları çok ünlü insanlardı.

“Gördüğünüz gibi.”

“Sizin gibi Uyanmışların yetenekleri çağırdıklarının gücüne göre belirleniyor. Şuna saldırabilir misiniz acaba?”

Sınav odasının ortasında bir hologram belirdi. Bunu görünce Woojin bir kez daha etrafına bakındı. Kubbeli sınav odasına sayısız ekipman yerleştirilmişti ve bu da hologramı yansıtıyordu.

“Bir dövüş simülasyonu olarak düşünün bunu. Canavarınızın gücünü görmek istiyoruz sadece.”

Hologramdaki canavar bir Kobold’du ve küçük bir vücudu vardı. En az Davşan’lar kadar yaygın olsalar da, sürü halinde gezdikleri için bunları avlaması daha zordu. Ayrıca insanın üstüne hep beraber çullanıyorlardı.

“Kee-keek.”

İskelet Asker kendi başına hareket etti ve Kobold ile savaşmaya başladı. Gerçek bir vücudu olmadığı için bıçak içinden geçip duruyordu. Ancak etrafa yerleştirilmiş makineler hareketleri kayıt altına alıyor ve gerekli ölçümleri yapıyordu.

Beş dakika geçtikten sonra Joohwan durdurdu onu.

“Başka yetenekleriniz var mı?”

“Hayır. Dikkate değer başka yeteneğim yok.”

Henüz.

“Hmm, bir dakika lütfen. Beni takip edebilir misiniz?”

Joohwan onu bir mola odasına götürdü. Hemen döneceğini söylemiş ama elinde siyah bir kartla dönene kadar neredeyse bir saat geçmişti. Üst düzey bir kredi kartına benziyordu ama üzerinde bir kimlik gibi resmi vardı.

“Bu sizin Uyanmış kayıt kartınız. Bunu kimlik ya da kredi kartı olarak da kullanabilirsiniz.”

Kartta sadece kişisel profili vardı ve düzey olarak F yazıyordu.

“F düzeyi çok mu düşük.”

“Hmm. Yüksek denemez. Hayır, en düşüğü bu aslında. Canavarınız düşündüğümden daha zayıf çıktı.”

Tabi ki. Hala 1. seviyede olan askerlerine hiç puan yatırmamıştı. O yüzden anca bir yetişkinin yarısı kadar güçlülerdi.

“Hmm. Şey, birisinin düzeyi çok düşükse girebileceği zindanlar sınırlanır mı?”

“Yok öyle bir şey. Ancak bir ekip kurduğunuz zaman diğer katılımcıların düzeyi de sizinkine göre belirlenir.”

Bu onun için sorun değildi. Çünkü ekip kurmak istemiyor, zindana yalnız başına girmeyi planlıyordu. Ne de olsa elleriyle çelik bir sopayı parçalayabiliyor ve 14 İskeleti kontrol edebiliyordu. Bu yüzden sorun çıkarmadı.

“Pardon bu arada. Sizinle hiç karşılaşmış mıydık?”

Oh-joonhwan'ın sorusu karşısında Woojin’in kafası karışmıştı. Ancak sırf bunun için çok kafa yormadı. Karşısındaki kişinin buna değmeyeceğini düşünüyordu.

“Sanmıyorum. Bu ilk karşılaşmamız. Size iyi günler dilerim.”

Woojin zaman kaybetmeden bürodan ayrıldı ve Joonhwan bir an ne yapacağını bilemedi.

“Öff. Onu bir yerde gördüğüme eminim.”

İçinde tuhaf bir his vardı. Bu hissin kaynağını da sadece yerine döndüğü an hatırlayabildi.

“Ah! Hatırladım! Oradaki adamdı bu. Gwachun İstasyonu 1. Çıkıştaki adam.”

Geçici görevinden döndüğü gibi amiri tarafından azarlanmıştı. Bunun sebebi de zindana yapılan girişleri dikkatli kontrol edememiş olmasıydı. Joonhwan çekmecesini açtı ve içinden Gwachun İstasyonu 1. Çıkış zindanının giriş kaydını çıkardı.

[İsim: Kang-woojin, Üyelik: Dünya Gezegeni, Uyanmış Numarası: 12345]

Kayıttaki arsız cevapları görünce sinirden ellerine titreme geldi yine.

“Yüksek düzey bir yana, F düzey miymiş bu adam? Üstüne üstlük daha yeni, bugün kaydını yapan bir çaylak. Öff.”

Amiri, Joonhwan’ı bu şerefsiz yüzünden azarlamıştı ve Joonhwan da bu yüzden keyifsizdi bir süredir.

“Bir dakika. Eğer sadece F düzeyse orayı nasıl yalnız başına temizledi?”

Gwachun İstasyonu 1. Çıkışında sadece Davşan’lar vardı. Kan cevheri düşürmüyorlardı ama orası F düzey olan birinin yalnız temizleyebileceği bir yer değildi.

“Öffffffff.”

Joonhwan başını eğdi ve dosyayı masaya fırlattı. Bir daha onu görmeyecekti ne de olsa. Umursamaya ne gerek vardı ki?

*

Bürodan ayrıldıktan sonra Woojin telefonunu çıkardı ve Zindan Forumunu açtı. Ancak uygulama açılmadan önce yükleme süresi o kadar uzundu ki Woojin neredeyse sinirden patlıyordu.

Jaemin’den öğrendiği gibi aramayı giriş ücreti 100 dolardan ucuz zindanlarla sınırladı. Ardından canavar düzeyini kendi canavarlarının iki düzey altına çekti.

“En yakın olan bu.”

[Shinrim İstasyonu 7. Çıkış Zindanı] yönüne gidecek otobüs için sıraya girdi Woojin. Ardından da otobüs durağında bekledi.

“Vay be. Bu uygulama gerçekten kullanışlıymış.”

Son 5 yılda değişen tek şey metro istasyonlarının zindanlara dönüşmesi değildi. Geçmişte çok az insan akıllı telefon kullanabiliyorken, şimdi herkesin elinde bir tane vardı.

Ayrıca insanların hayatlarını kolaylaştıran bir sürü uygulama geliştirilmişti.

Otobüs, Shinrim İstasyonuna yaklaştıkça binalar kısalmaya ve etraf tenhalaşmaya başlamıştı. İstasyonun etrafında ise pek bina yoktu. Kavşaklarda boş yerler ve kocaman bir otopark görebiliyordu.

“Görünüşe göre burada en az bir kez Zindan Yırtılması olmuş.”

Hiçbir sorunu olmayan binaların paramparça olmasına başka bir sebep bulamıyordu çünkü. Ayrıca öyle olmasa tüm o kullanılmayan yerlerde de binalar olurdu.

1. çıkışa önceki gidişinde, civarına askeri birliklerin yerleştirildiğini görmüştü. Şimdi gittiği yer olan 7. çıkışta ise sadece büyük bir kalabalık vardı.

Woojin buraya malum bloğu okuduktan sonra gelmiş ve göründüğü kadarıyla başkaları da yapmıştı aynı şeyi. Uzun sırayı görünce başını salladı.

“Bak bu aklıma gelmemişti.”

Ucuz giriş ücreti ve 2 düzey daha düşük seviyede olan canavarlar riskin düşük olduğu anlamına geliyordu ama Madende para kazanmak için olacak rekabeti de arttırıyordu.

Woojin’in sıraya girmekten başka çaresi yoktu. Herkes küçük gruplar halinde dolanıyor, bu grupların beraber çalıştığı belli oluyordu.

Tam bu sırada, sıranın daha önlerinde duran keskin yüz hatlarına sahip bir adam onunla konuştu.